القرآن
كلام الله
القرآن كلام الله ومن كلام الله سبحانه القرآن العظيم، وهو كتاب الله المبين وحبله المتين وصراطه المستقيم وتنزيل رب العالمين نزل به الروح الأمين على قلب سيد المرسلين بلسان عربي مبين، منزل غير مخلوق، منه بدأ وإليه يعود
Kur'an-ı
Azim Subhanehu'nun kelamindandir.O Allah'ın apaçık kitabı sapa
sağlam kopmak bilmez ipi dosdoğru yoludur. Âlemlerin Rabbi
tarafından indirilmedir. Ruhu'l -Emîn onu apaçık Arapça bir
lisanla Rasûllerin Efendisi sws kalbine indirmiştir. O
,yaratılmamiş bir indirmedir. Ondan başlamış ve ona
dönecektir.
وهو
سور محكمات وآيات بينات وحروف وكلمات من
قرأه فأعربه فله بكل حرف عشر حسنات، له
أول وآخر وأجزاء وأبعاض، متلو بالألسنة
محفوظ في الصدور، مسموع بالآذان مكتوب
في المصاحف، فيه محكم ومتشابه، وناسخ
ومنسوخ، وخاص وعام، وأمر ونهي
O, muhkem (sapasağlam )surelerdir, apaçık ,harfler ve
kelimelerdir.
O'nu
okuyan ve i'rab eden (açıklayan) için her harfi sebebiyle on
hasene vardır. Dillerde okunandır. Göğüslerde korunandır,
kulaklarla işitilendir ve mushaflarda yazılıdır. Muhkem,
muteşabih, mensuh, has, âmm emr ve nehy onun içindedir.
{لَا
يَأْتِيهِ الْبَاطِلُ مِنْ بَيْنِ
يَدَيْهِ وَلَا مِنْ خَلْفِهِ تَنْزِيلٌ
مِنْ حَكِيمٍ حَمِيدٍ}
[فصلت:
42] وقوله
تعالى:
{قُلْ
لَئِنِ اجْتَمَعَتِ الْإِنْسُ وَالْجِنُّ
عَلَى أَنْ يَأْتُوا بِمِثْلِ هَذَا
الْقُرْآنِ لَا يَأْتُونَ بِمِثْلِهِ
وَلَوْ كَانَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ
ظَهِيرًا}
[الإسراء:
88]
Batıl
onun ne önünden ne de ardından yaklaşamaz. Hâkim
ve Hamid olan (Allah) katından bir indirmedir.
(Fussulet 42)
(İsra
'88)
وهو
هذا الكتاب العربي الذي قال فيه الذين
كفروا:
{لَنْ
نُؤْمِنَ بِهَذَا الْقُرْآنِ}
[سبأ:
31] وقال
بعضهم:
{إِنْ
هَذَا إِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِ}
[المدثر:
25] فقال
الله سبحانه:
{سَأُصْلِيهِ
سَقَرَ}
[المدثر:
26] وقال
بعضهم:
هو
شعر، فقال الله تعالى:
{وَمَا
عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغِي
لَهُ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْآنٌ
مُبِينٌ}
[يس:
69]
O,
içinde kafirlerin kendisi hakkında şöyle söylediği dediği
Arapça
kitaptır.
Bu Kur'an'a asla inanmayacağız.( Sebe '31)
Bazılarıda
şöyle dedi : Bu beşer sözünde başka
bir şey değildir.
(Muddessir
25)
Allah Subhanehu ise şöyle buyurdu: O'nu
Sakar'a sokacağım (Muddessir 26)
Bazılarıda
şöyle dedi: O bir şiirdir. Yüce Allah
ise şöyle buyurmuştur : Biz ona şiir öğretmedik. Ona
ihtiyacıda yok zaten. O ancak bir zikir ve apaçık bir
Kur'an'dır. (Yasin 69)
فلما
نفى الله عنه أنه شعر وأثبته قرآنا لم يبق
شبهة لذي لب في أن القرآن هو هذا الكتاب
العربي الذي هو كلمات وحروف وآيات، لأن
ما ليس كذلك لا يقول أحد:
إنه
شعر، وقال عز وجل:
{وَإِنْ
كُنْتُمْ فِي رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا
عَلَى عَبْدِنَا فَأْتُوا بِسُورَةٍ
مِنْ مِثْلِهِ وَادْعُوا شُهَدَاءَكُمْ
مِنْ دُونِ اللَّهِ}
[البقرة:
23]
Yüce
Allah onun şiir olduğunu nefyedip Kur'an olduğunu ispat
edince hiçbir akıl sahibinin Kur'an'ın ; kelimeler harfler ve
ayetler olan bu arapça kitap olduğu hususunda bir şüphesi
kalmış olamaz. Çünkü böyle olmayan bir şey için kimse:
O şüphesiz bir şiirdir demez.
Allah
swt şöyle buyurdu: Şayet kulumuza
indirdiğimiz şeyden bir şüphe icindeyseniz o halde onun
benzerinden bir süre getirin Allah dışında tüm şahitlerinizi
de çağırın ( bakara 23 )
ولا
يجوز أن يتحداهم بالإتيان بمثل ما لا يدري
ما هو ولا يعقل، وقال تعالى:
{وَإِذَا
تُتْلَى عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ
قَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا
ائْتِ بِقُرْآنٍ غَيْرِ هَذَا أَوْ
بَدِّلْهُ قُلْ مَا يَكُونُ لِي أَنْ
أُبَدِّلَهُ مِنْ تِلْقَاءِ نَفْسِي}
[يونس:
15]
Anlaşılmayan
ve akledilmeyen şeyin benzerini getirme hususunda onlara meydan
okumak caiz olmaz.
Yüce
Allah buyurduki: "Âyetlerimiz onlara
açıklayıcı olarak okunduğunda bize kavuşmayı ummayanlar
şöyle dedi: Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir.
De ki Kendi isteğimle onu değiştirmem benim için olacak şey
değil" (yunus 15
فأثبت
أن القرآن هو الآيات التي تتلى عليهم.
وقال
تعالى:
{بَلْ
هُوَ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ فِي صُدُورِ
الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ}
[العنكبوت:
49] وقال
تعالى:
{إِنَّهُ
لَقُرْآنٌ كَرِيمٌ -
فِي
كِتَابٍ مَكْنُونٍ -
لَا
يَمَسُّهُ
إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ} [الواقعة:
77 – 79]
(Bu
ayetlerde Allah ) Kur'an'ın onlara okunan ayetler olduğunu
ispat etti. Yine yüce Allah şöyle buyurdu: Bilakis
o, ilim verilenlerin göğüslerindeki apaçık âyetlerdir.
(Ankebut 49)
Yüce
Allah onun üzerine yemin ettikten sonra şöyle buyurdu:
Şüphesiz o, çok
temizlenenlerden başkasının dokunamayacaği korunmuş bir
kitaptaki kıymetli bir Kur'an'dır.
(Vâkı'a
77-79)
بعد
أن أقسم على ذلك، وقال تعالى:
{كهيعص}
[مريم:
1] {حم
-
عسق}
[الشورى:
1 - 2]
وافتتح
تسعا وعشرين سورة بالحروف المقطعة
Yüce
Allah şöyle buyurdu: Kef ,Ha Yâ ', Ayn Sâd
(meryem 1)
Ha
, mim , Ayn , Sin , Kâf. (şura 1 -2)
Yirmi
dokuz sure Huruf-u Mukatta "à ile başlamıştır.
وقال
النبي صلى الله عليه وسلم:
«من
قرأ القرآن فأعربه فله بكل حرف منه عشر
حسنات، ومن قرأه ولحن فيه فله بكل حرف
حسنة»
حديث
صحيح1
Yine
Nebi sws şöyle buyurdu: Kim Kur'an-ı okur
ve onu i'rab ederse (onu açıklar ve navih kaidesine uygun
telaffuz ederse) (Kur'an'dan ) her harfi için on sevap kazanır.
Kim onu okur ve hata yaparsa (telaffuz hatasi) onun içinde her
harfine bir sevap vardır. Sahih bir hadistir.
وقال عليه الصلاة والسلام: اقرأوا القرآن قبل أن يأتي قوم يقيمون حروفه إقامة السهم لا يجاوز تراقيهم يتعجلون أجره ولا يتأجلونه
Yine
şöyle buyurdu : Harflerini kılıcı dikmek
gibi dikecekleri bir gün gelmeden önce Kur'an-ı okuyun. O
okudukları göğüslerinde ki kemiği aşıp da (kalbe ulaşmaz.)
Ecirlerine acele ederler onu ertelemezler.
وقال
أبو بكر وعمر رضي الله نهما إعراب القرآن
أحب إلينا من حفظ بعض حروفه
وقال
علي رضي الله عنه:
من
كفر بحرف منه فقد كفر به كله،
واتفق المسلمون على عد سور القرآن وآياته
وكلماته
وحروفه
Ebu
Bekir ve Umer Radiyallahu'anhume şöyle demiştir: Kur'an'ı
i'rab etmek bize onun bazı harflerini ezberlemekten daha sevimlidir.
Ve
Ali Radiyallahu'anhu şöyle demiştir: Kur'an'dan
bir harf inkar eden hepsini inkar etmiş olur. Tüm Müslümanlar
Kur'an'ın surelerinin ayetlerinin ve harflerinin sayımı husundan
ittifak etmişlerdir.
ولا خلاف بين المسلمين في أن من جحد من القرآن سورة أو آية أو كلمة أو حرفا متفقا عليه أنه كافر، وفي هذا حجة قاطعة على أنه حروف
Kur'an 'dan bir
sureyi, bir ayeti, bir kelimeyi hatta bir harfi inkar eden kişinin
ittifakla kafir olduğu hususunda Müslümanlar arasında hiçbir
ihtilaf yoktur. Bunda Kur'an 'ın bir harf olduğu husunda
kat'i/kesin bir delil mevcuttur.
أبو محمد موفق الدين عبد الله بن أحمد بن محمد بن قدامة
لمعة الاعتقاد \ ص: 18-21
Muvaffakuddin 'Abdullah b.Ahmed b.Kudame
Lum'atul- I'tikad