Kelime-i Tevhid Ruhu

 
 
Kelime-i Tevhid Ruhu
Bu sözün ruhu ve sırrı;

     Şanı yüce isimleri mübarek ve kendinden başka ibadete layık ilâh bulunmayan Rabbi; sevgide, tevekkül, saygı duyma gibi hususlarda birlemek, bunları yalnız O'na has kılmaktır.
   
     O'ndan gayri sevilen her şey O'nun (c.c.) sevgisine bağlı olarak ve O'na (c.c.) olan sevgiyi artırmaya bir vesile olarak sevilir.

     O'ndan başkasından korkulmaz,

     O'ndan başkasından umulmaz,

     O'ndan gayrisine tevekkül edilmez.

     Ancak O'na yönelinir,

     Ancak O'ndan sakınılır,

     Yalnız O'nun adıyla yemin edilir,

     Ancak O'na bakılır.

     Yalnız O'na tevbe edilir,

     Yalnız O'nun emrine itaat edilir,

     Ancak O'ndan (c.c.) sevap umulur,

     Sıkıntılı anlarda ancak O'ndan yardım istenip yalnız O'na sığınılır.

     Ancak O'na secde edilir,

    Hayvan ancak O'nun için ve O'nun adıyla kesilir.

    Tüm bunlar bir kelimede bir araya gelirler. O da: "Her türlü kulluğun yalnız O'na yapılmasıdır."  "Lâilâhe illallah" şehadeti işte böyle tezahür eder.
     O yüzden Allah'dan başka ibadete layık ilâh bulunmadığına hakikî şahitlikte bulunan kimseye cehennem ateşi haram kılınmıştır ve bu şehâdetin hakikatini yerine getirenin ve uygulayanın cehenneme girmesi imkansızdır.
     Yüce Allah'ın (kurtuluşa ermiş müminler hakkında) buyurduğu gibi:
     "Onlar ki şahitliklerini yerine getirirler." (Meâric, 33)

     Bu, şahitliğini açıkta ve gizlide, kalbinde ve kalıbında (bedeninde) gerçekleştirmiş kişidir.
Çünkü:
     - Bazı insanların şahitlikleri (kelime-i şehadet sözleri) ölüdür.
     - Bazılarınınki uykudadır, uyartıldığında uyanır.
     - Bazılarınınki yatmış vaziyette,
     - Bazılarınınki ayakta haldedir.


Bunun kalpteki yeri ruhun bedendeki yeri gibidir.
     - Bazı ruhlar ölü,
     - Bazı ruhlar hasta ve ölüm yatağında,
     - Bazıları hasta ve yaşama daha yakın,
     - Bazıları ise bedenin gereksinimlerini yerine getirmeye devam eden sağlıklı ruhlardır.

Sahih bir hadiste Allah Rasûlü şöyle buyurur:
     "Hakikaten ben öyle bir söz biliyorum ki ölüm anında onu her söyleyen kulun ruhuna ruh katar."

 
İbni Kayyım – ed-dâ ve’d-devâ



Ömer b. Hattab (ra) şöyle dedi:
“Hiç kimse için kendini hidayet üzere zannettiğinden dolayı sapkınlığa gitmesinde cehalet mazeret değildir. Ne de hakikatten batıl olduğunu düşünerek yüz çevirmesinde... İşler netleştirilmiş, hüccet ikame edilmiş ve mazerete yer bırakılmamıştır.” (İbni Battah)